FUKAHA-İ KİRAMIN NAKİLLERİNİN

HULASASI VE BA’ZI İZAHAT

 

Ö Z E T

 

         1- Fatihadan sonra bir kısa ayet, iki kısa ayet okunacak olursa, kıraetin vacib mikdarı dahi terkedilmiş olacağından, böyle kılınan namazların tahrimen mekruh ve iadesi vacib olduğu ittifak-ı ulema ile sabittir.

         (Kıraetin vacib mikdarı bahsine müracaat)

         2- Ayetelkursiden kısa olan ayetler, şer’an kısa ayet olduğu delillerle sabit olmuştu.

         (Kıraetin vacib mikdarı bahsine ve zamanın değişmesiyle bazı ahkamın değişmesi bahsine müracaat.)

         3- Esasen kıraetin vacib mikdarı, fatihadan sonra her hangi sure olursa olsun tam bir sure okumaktan ibaret olup, bilfarz sureden eksik okunacak olursa üç kısa ayet yahut bir uzun ayetten aşağı düşmemek şartiyle her ne mikdar okunsa bunlar en kısa bir sure keuvvetine haiz bulunduğundan yine kıraetin vacib mikdarı eda edilmiş sayılırsada Aleyhissalatü Vesselam Efendimizin kıraetin vacib mikdarını bu şekilde edası yani süreden eksik okumak suretiyle edası hiç vaki olmamış olduğu için mekruh olarak eda edilmiş sayılır. Bununla beraber gerek bir uzun ayet okunsun, gerek üç kısa ayet okunsun, gerek daha ziyade okunsun, ve gerek tam sure okunsun, bunların hepsi ancak kıraetin vacib mikdarını edaden ibaret olup, bir de kıraetin sünnet mikdarı vardır ki ona da riayetle mükellef olduğumuz ve terkinden nehyolunduğumuz yine ittifak-ı ulema ile sabittir.

         (Kıraetin sünnet mikdarı bahsine müracaat)

         4- Kıraetin sünnet mikdarı, beş vakit namazın farzlarında, ve Cuma bayram namazlarında ve salatı vitirde mufassal tabir olunan surelerin içinden her bir vakte mahsus olan sureleri okumak olduğu, ve sünnetlerde, ve sair nafile namazlarda istediği sureleri okumakta muhayyer olduğu ve teravihte keza kıraetin sünnet miktarı ham-i Kur’an olduğu yine ittifak-ı ulema ile sabittir.

         (Kıraetin sünnet mikdarı bahsine ve teravih bahsine müracaat)

         5- Teravihde her rekatte fatihadan sonra on ayetten eksik olmayan sureler okunacak olursa bu da hatm makamına kaim ise de lakin bundan da eksik okunacak olursa hatm sünneti terkedilmiş olacağı yine ittifak-ı ulema ile sabittir.

         (Teravih bahsine müracaat)

         6- Kıraetin sünnet mikdarına   amelen ehemmiyet vermeyip ikide birde hilaf-ı sünnüt okumak günah ve şer’an yine ittifak-ı ulema ile sabittir.

         (Sünnet mikdarına riayet behsine müracaat)

         7- Hilafı sünnet okumayı itiyat etmiş olan imama iktida eden cemaatin de aynı imam gibi  günahkar ve şer’an gine ittifakı ulema ile sabittir.

         (Sünnet miktarına riayet bahsine müracaat)

         8- Kıraetin sünnet mikdarına itikaden ehemmiyet vermeyip sünnetin terkinden ne çıkar diyivermek eliyazü billah hatar-ı azim olduğu yine ittifak-ı ulema ile sabittir.

         (Sünnet mikdarına riayet bahsine müracaat)

         9- Tenbellik şer’an özür sayılamıyacağı cihetle eğer imam, cemaatin tenbelliğine binaen gerek teravihte ve gerek diğer namazlarda kıraetin sünnet mikdarını terk edecek olursa ne kendisi ne de cemaatin hiçbirisi kerahetten ve günahtan kurtulamıyacağı yine ittifak-ı ulema ile sabittir.

         (Sünnet miktarına riayet bahsine ve teravih bahsine ve muhalif sözler bahsine müracaat)

         10- Eğer cemaat teravihi hatmle yahut hatm mikdarı ile kılmakdan nefret edip tamamen değılıverecekleri ve camilerin kapalı kalacağı tahakkuk ederse imam efendi teravihi cemaatle kılmak sünneti ortadan kalkacak, kökten unutulacak korkusiyle hatmi yahut hatm mikdarını terkedip ahalinin istediği gibi kıldıracak olursa yalnız kendisinin mesuliyetten kurtulacağını mürteahhirin-i ulemadan ve tabakat-ı fukaha içinden yedinci tabaka eshabından olan yani vazifeleri diğer altı tabaka ehlinin sözlerini nakletmekten ibaret olup, kendi taraflarından şeri’at namına söz söylemeğe asla salahiyetleri ve iktidarları olmayan ulemadan (Zahidi) ile (Bahr) kitabının sahibi söylemişler ise de bunların bu sözleri bir delil-i şer’iye müstehid olmadığı gibi fukaha-i muteberenin nakillerine de muhalif ve kendilerinin diğer sözleriyle de menkuz olduğu için şer’an muteber olamıyacağı ve imamın dahi hiçbir suretle kurtulamıyacağı sabit olmuştur.

         (Muhalif sözler bahsine müracaat)

         11- Eğer zamanın değişmesiyle ahkamın değiştiği de vardır. Evvel sünnetin terkine müsaadei şer’iyye yoktu, amma şimdi vardır. Zaman değişti, ahval başkalaştı denecek olursa, zamanın değişmesiyle değişecek olan ahkam : örf ve adetle sabit olan ahkam olup, yoksa namaz gibi ve namazda kıraet gibi doğrudan doğruya delil-i şer’i ile sabit olan ahkamın, zamanın örf ve adetin, değişmesiyle değişemiyeceği delillerle, nakillerle sabit olmuştur.

         (Zamanın değişmesiyle ahkamın değişmesi bahsine müracaat)

         Binaenaleyh namazda Kur’andan ne mikdar okunacağı hakkında bidayei islamda vaz’edilen usul katiyyen değişmediği ve değişmiyeceği tahakkuk etmiş olup, namazı yine evvelki gibi kılmak ve yine evvelki gibi okumak lazım geldiği sabit olduğundan buğün beynelmüslimin taammüm ve takarrür etmiş olan bu gayri meşru adeti şekl-i meşruuna döndürmek bütün müslümanların üzerine mütrettip bir vazife-i diniyye olmuştur.

         Cenab-ı Hak cümlemizi söz dinleyen ve sözün doğrusuna giden kullardan eyleye. (Amin) Bicahi seydil murselin seyyidina ve nebiyyina Muhammed Sallallahu teala aleyhi ve sellem.

         Subhane Rebbike Rebbilizzeti ammayasifun ve selamun elal murselin velhamdu lillahi Rabbilalemin.